Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

taze olmayan

См. также в других словарях:

  • taze — sf., Far. tāze 1) Bozulmamış, bayatlamamış olan Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. Y. Z. Ortaç 2) Dinç, yıpranmamış, yorulmamış Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. M. Ş. Esendal 3) Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TAZE — f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bayat — sf. 1) Taze olmayan Dükkânlar karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayak takımı her gün artıyor. H. E. Adıvar 2) mec. Güncelliğini, önemini, özelliğini yitirmiş, çok söylenmiş Bayat haber. Bayat espri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuru — sf. 1) Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. H. E. Adıvar 2) Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan Kuru çöl. Kuru tepeler. 3) Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gamsız — sf. 1) Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan Sesi taze, pürüzsüz ve gamsızdı. C. Uçuk 2) mec. Olayları kendine dert etmeden geçiştiren, aldırış etmeyen, tasasız, vurdumduymaz Zavallı anneciğin çok şen, güler yüzlü, gamsız bir kadındı. M.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısır — 1. is. Haşlanmış bulgur, taze soğan, maydanoz ve baharatla yapılan bir tür yemek 2. sf. 1) Üreme imkânı olmayan, döl vermeyen (insan ve hayvan) 2) Ürün vermeyen (toprak) Kısır toprak. 3) mec. Verimsiz, yararsız, sonuçsuz Kısır çalışma. Kısır… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»